Anneler günü benim için önceleri çok, ama çok zor bir gündü çünkü ben babamı anneler gününde kaybettim.
Sonrasında anne olmamla beraber bu gün yeniden şekillendi, ancak bu şekilde her sene o günden nefret etmekten vazgeçebildim.
Bu sene de ailem beni gitmeyi çok istediÄŸimi bildikleri Lavanda’ya götürecekti kahvaltıya ki, o da ne…
Lavanda minik misafirleri kabul edemiyormuÅŸ… (BaÅŸka gün olsa neyse, ama “Olsun çocuklarsız kutlarız anneler gününü” diyemedik tabii!)
Onun yerine Åžile’de açıkhava hamaklı, salıncaklı, bol çimli bir yere gittik kahvaltıya.
Hediyeme gelince…
Ä°botane’nin hediye konusundaki yaklaşımı gerçekten komikti. Bana şöyle dedi: Sana boya tabancası almayı düşündüm bir an, ama sonra aklıma geldi ki sende boya tabancası var…
Ben de takıldım, “Hediye olarak beni bir yapı markete de götürebilirdiniz esasında!”diye..
Sahiden ben çok severim yapı marketlere gidip raflar arasında kaybolmayı, neden bilmem ben böyleyim işte!
Sonuçta hediye olarak şunları aldım:
EÅŸim bana (Türkçe’de balkabağı anlamına gelen) pumpkin dediÄŸi için içine mum konan topraktan bir balkabağı, yine topraktan çok bölmeli bir saksı(Haftaya fotoÄŸraflarını koyarım) ve bir adet de anfora ve tabii içine ekilecek çiçekleri de unutmamışlar, minyatür güller, kadife çiçekleri (Neva onlara Galatasaray çiçeÄŸi adını taktı) ve mineler getirmiÅŸler.
Henüz gidememiÅŸ de olsam da, Lavanda Otel’in birkaç fotoÄŸrafını paylaÅŸayım sizlerle… FotoÄŸrafları gördüğünüzde yer yer Toskana’ya, yer yer de Provans’a gitmiÅŸsiniz hissi verecek olan bu oteli neden merak ettiÄŸimi daha iyi anlayacaksınız.
Bu vesileyleeee tüm annelerin geçmiş anneler günü kutlu olsun!
Baban olayına hep üzülüyorum. Yani işte hem anneler gününde olması hem de erken kaybetmiş olman.
Hediyelerini güle güle kullan. Cici günlerde 😉
TeÅŸekkür ederim LaliÅŸko…