Çocuk yetiştirme üzerine farklı ülkelerden örnekler

3 sene kadar önceydi, Neva ve Merva 3 yaşındayken Salzburg’da tek başımayım, otobüse bindim, özgürlüğümün tadını çıkarıyorum, gözetmem gereken 2 tatlı cadı olmadan özgürce sorumsuz bir turist olmanın keyfindeyim.

Benden bir durak sonra bir baba bindi otobüse,  yanında tam 5 çocukla!

 2’si bebekti, pusette, ikizdiler, kalanlar boy boy 3 çocuk, en büyükleri 6 veya 7 yaşında… Kendimden utandım. O çocuklarla olay olmadan( Tabii toplu taşımanın rahatlığının ve medeniyet seviyeinin yüksek oluÅŸununu da payı vardı hiç şüphesiz) gezebilen bir babaya hayran kaldım. Bizim herÅŸeyi büyüttüğümüzü, yemek, giydirmek gibi herÅŸeyi abartıp soru(n) haline getirip sonra da çocuk meselesini çözebilmek için de profesör titizliÄŸindeki tavırlarımız geldi aklıma.

Evde verilen yeterli bir disiplin, az şımartma sonucunda pekihala tek bir ebeveynin bile bu kadar çocuÄŸa hakim olabileceÄŸini gözlemledim. Nitekim Amerika’daki anneler boy boy çocuk yapar, sonra da iÅŸlerinden bile geri kalmazlar ya çoÄŸu zaman… (Amerikan annelerinin beslenme ÅŸekillerine girmeyelim tabii, o konuya girersek bu yazım açmaza girer!)

Herneyse tüm bunlara nereden geldik derseniz…

Bu yazıyı okurken farklı milletlerden ebeveynlerin, ne kadar farklı çocuk yetiştirme tarzlarının olduğunu düşündüm.

Elbette bu çok doÄŸal, aynı ülkede yaÅŸayanlar insanlar bile binbir farklılık gösterirken…

Ama yazıda bahsedilen Fransız annelerinin aşırı disiplinli ve sert tarzı, çocuklarına olan sevgileri ile açıklansa da bana epeyce fazla geldi. (Parkın ortasında çocuklarına sert bir ÅŸekilde vurmak,  minik adımlarıyla annesine yetiÅŸmeye çalışan çocuÄŸu çekiÅŸtirmek…)

 

Bana gelince…

Sanmayın ki ben çok rahatım, ben de çok disiplinsiz bir anne sayılmam…

Mesela kızlarım bana sormadan televizyon açamıyorlar evde, bazen kendime kızsam da televizyonun tepkisiz çocuklar yetiÅŸtirdiÄŸine dair olan inancım çok kuvvetli olduÄŸundan bu huyumdan vazgeçmiyorum ve onlara sadece sınırlı miktarda televizyon izletiyorum. Tabii bu noktada iki tane olmalarının avantajından da faydalanıyoruz, birbirlerini oyalıyorlar, ama geçen gün Neva ile yalnızken olduÄŸu gibi yeri gelince ben onlarla evcilik vs oynuyorum, yeter ki televizyon tek çare gibi durmasın! Ya da kimi zaman çok televizyon izledilerse (Kimi zaman haftasonlarında) televizyon yerine kitap okumayı öneriyorum onlara…

 Yeme konusunda hassasımdır, Neva’nın alerjisi de olduÄŸundan fazla tatlı yemelerine müsade etmem, bunlara karışmakla beraber bir yandan da kendi kendilerine yetmelerini isterim.

1,5 yaşından beri kendileri yemek yiyen, 3 yaşından beri kendileri giyinen çocuklarım var, yataklarını her sabah ilk iÅŸ kendileri toplarlar, eÅŸyalarını kendileri katlayıp yerine koyarlar vs…  

Åžimdi gözünüze korkunç bir anne gibi görünmemiÅŸimdir umarım, göründüysem de yeri gelince onlardan biri gibi davranıp onlarla dans edip oyunlar oynadığımı, çadır kurup beraber çadırda uyuduÄŸumuzu, yürümekten sıkıldıklarında yakalamaca oynadığımızı hatırlatayım : )) Kısacası ben kimi zaman onların Pippi  gibi kendilerine yeten, bağımsız çocuklar olmaları için uÄŸraÅŸsam da, onlar Pippi gibi kendilerine kurallar koymayacaklarından bazen kural koyucu olmak zorunda kalabiliyorum : )) Kimbilir belki de bu yüzden Neva ve Merva Pippi gibi giyinmeye baÅŸladılar, özel günler haricinde karışmak istemediÄŸim giyimleri kimi zaman çok kötü kombinasyonlardan oluÅŸabiliyor! (Bu sebeple okula her gittiÄŸimde konuyu öğretmenlere hatırlatıyorum, seçimleri benim yapmadığımdan zaten eminler gerçi, nedense!!!) Özellikle Merva’nın elbise giyip, üzerine ceket niyetine giydiÄŸi hırka ve elindeki çanta, başındaki ÅŸapka ile çok komik ve çok da tatlı görüntüleri olabiliyor zama zaman!

Konunun aslına dönecek olursak kimi ülkelerde yatılı okullar çok alışılageldik bir uygulama iken, Amerika gibi yerlerde annelerin kulağına inanılmaz ÅŸaşırtıcı gelebiliyor. Ya da örneÄŸin Fransa’da 2 yaşında bir çocuk bile masa kurallarına fazlasıyla hakimken, bizde çocukların  bıçak tutması için erken olduÄŸu düşünüyor…

 Benim en çok hoÅŸuma giden uygulama da Ä°sveç’teki açık anaokulları!

İsveç gibi bir kuzey ülkesinde çatısı olmayan kreşlerde çocuklar  günü dışarıda geçiriyorlarmış. Zaten çocuk böyle bir okula gitmese dahi saatlerini yaz kış demeden dışarıda geçirmeleri çok olağan bir uygulamaymış.

Bu uygulamaya gerçekten bayıldım ve  bizim ülkemizdeki aşırı korunan çocukların da çok ihtiyacı olduğunu düşündüm! Elimden gelse her tarafı mumya gibi sarılan çocukları ellerimle çözeceğim, ama yok olamıyor maalesef.

Devam edeyim mi?

Ä°sveç’te bebekler dışarıda uyuyorlarmış, gündüz uykularını -mantıklı bir ÅŸekidle giydirilen- bebekler temiz havada yapıyormuÅŸ. Her zaman deÄŸil, ama bu uygulamayı bazen ben de yaptırırdım, tek dikkat etmem gereken evimizin balkonuna gelen kargalar olurdu, yani çocukları yalnız bırakamazdım…

Dün saat 18:30’dan 20:45’e dek çocuklarla kartopu oynadık ve ÅŸunu söyleyebilirim: Abartmadan, ama sıkı giyinirseniz üşümüyorsunuz ve temiz hava kadar saÄŸlıklı bir ÅŸey yok ÅŸu dünyada!

Nitekim bu konuda Ä°sveçlilerin cuk oturan bir sözü var: “Kötü hava yoktur, kötü giyim vardır!””

Sizin bildiğiniz farklı ülkelere ait uygulamalar var mı?

Paylaşsanıza!!!

Comments

  1. Yazınıza bayıldım. Benim 4,5 aylık bir kızım var. Sizin başardığınız gibi ben de bu şekilde yetiştirmek istiyorum Allah izin verirse. Birkaç yabancı arkadaşlarımız var, onların da fikirlerini alıyoruz. 1 aydır aynı saatlerde duş-pijama-emzirme ve yatağına koyma rutinine alıştırdık çok şükür. Açıkçası kendi kendine yeten bir çocuk olmasını çok istiyoruz eşim ve ben. Web sitenizi takip edeceğim, faydalı bilgiler için teşekkürler :)

    • Aramıza hoÅŸgeldiniz, uzun zamandır çocuklar üzerine yazmıyordum, ama yazarken ben e farkettim ki özlemiÅŸim : ))
      Eski köşe yazılarıma bakarsanız bu tip yazılar bulabilirsiniz : ))

  2. Yonca Eroglu says:

    Sevgili Nur,
    ilk önce seni çok özlediğimi belirtmek isterim.
    Bende kızların hayran kitlesi içindeyim. Özellikle sabah kalktıklarında o küçükcük elleriyle yatakların büyük bir özenle toplamaları beni benden almıştı :)
    Seni ve Ä°botane’yi bu güzel çocuklardan dolayı çok kutluyor ve kocaman öpüyorum.
    Sevgiler,
    Yonca