Biliyorsunuz Evim dergisini ilk çıktığı günden bu yana heyecanla takip ediyorum. Kızlarımla yaşıt olan bu dergi tam da ikiz bebeklerle evde kaldığım zaman diliminde yayın hayatına başladı, bana ilaç gibi geldi. Derginin okuru iken, okur-yazar konumuna eriştiğim bu derginin bir parçası olmaktan gurur duyduğumu da her fırsatta yinelerim zaten Bu sefer evim o dergide çıktığı için de ayrıca mutlu ve gururluyum!
Dergiyi alan aldı, gören gördü, ancak ben kalıcı olması açısından burada da paylaşmak istedim.
Önceden de yazdım diye hatırlıyorum, evlerin giriÅŸlerinin neÅŸeli ve davetkar olmaları gerektiÄŸine inanırım. Eve her giriÅŸimizde bizler de mutlu olmalı, gülümsemeliyiz, konuklar da… Bu nedenle kendi antremizi de bu ÅŸekilde döşedim. Kırmızıyı severim, Ä°ngiliz telefon kulübelerine ise daha çok!
Salonumuzda her daim yazmış gibi bir hava var:
Salondan çıkılan balkonu kuÅŸ kafesleri, romantik resimler, çiçekli tekstillerle süsledim, ama salonumuz Ä°skandinav-Retro havalarında… Turkuaz, sarı ve petrol mavisi ile bütünleÅŸik olan beyazla içiçe bir mekan burası…
Mutfakta ise turkuazlı, fıstık yeÅŸilli bir palet hakim… (Evet ne yapayım, turkuazı çoook seviyorum!)
Bugünlük bu kadar olsun, arkası yarın
“Alan aldı. Gören gördü.” bu ben oluyorum. 😀
:)))
Sevgiler,
O zaman sen bu yazıyı ve bir sonrakini atla Lalişko, dersini çalışmışsın. Aferin.
Oturabilirsin.
:)))))))))))))))