Mutfağımdan bazı detaylar…

Åžile’deki mutfağım balkon gibi bir açık mutfak…

Önü tamamen camlarla kaplı, mutfakta çalışırken bir yandan da bahçedeki gözdolduran ortancaları seyretme fırsatım oluyor böylece. Nedense hep pencereli bir mutfaÄŸa heves etmiÅŸimdir, ama ben bir tek pencereye bile razıyken, akvaryum benzeri bir mutfağım oldu! Bu ilk baÅŸta bana biraz da dezavantaj gibi görünse de sonradan ne kadar keyifli olabileceÄŸini farkettim. Zaten bu akvaryum durumunu dezavantaj olarak görmemin asıl nedeni çok severek aldığımız duvar karolarını çok az yerde kullanabilecek oluÅŸumuzdu!!! Evet biliyorum komik, ama mutfak bir evin kalbidir ya, ben de yemeyi çok seviyorum ya… Eh doÄŸal olarak yiyeceklerimi hazırlayabilmem için mutfakta zaman geçirmem gerekiyor, o nedenle mutfak bu evde en çok özendiÄŸimiz yerlerden biriydi. Herneyse dediÄŸim gibi, ÅŸu anda mutfağın bu halinden çok memnunum!

Henüz mutfak için perdemiz yok, ama elbet bir gün o da olacak; ama ihtiyaçtan ziyade mutfaÄŸa görsellik katmak amacıyla…

Aksesuarlarımı olabildiğince kırmızılı seçtiğim için, kendime kırmızı ve cıvıl cıvıl bir tepsi hazırlamam da şarttı!

 Belki de birÅŸeyi gerçekten çok istemek onu bize getiriyor… Kimileri bunu yapanı evren diye nitelendirse de, ben onun Allah’ın ta kendisi olduÄŸundan eminim :))  Henüz bir yazevimiz yokken dekoratif boyamaya yeni baÅŸladığım sırada transfer tekniÄŸini ilk olarak bu çerçevelerde denemiÅŸtim. Ev bahçenin verdiÄŸi eski tohum katalog görüntüleri içimi açmış, bana  ÅŸirin bir yazevi için harika mutfak tabloları gibi gelmiÅŸti, hala da öyle düşünüyorum.

FotoÄŸraftaki diÄŸer gördüklerinize gelince…

Beyaz tabureyi anneannemden aldım : )

Mutfak dolapları özel imalat, tezgah doğallığı bozmamak için(ve tabii ki güzel olduğunu düşündüğümüz için) masif, kulplar Ikea.

 Arka planda görünen çiçekli baharatlıkları da cam olarak PaÅŸabahçe’den alıp sonra Green Gate’den aldığım(Tepe Home’da satılıyor, eÄŸer hala keÅŸfetmediyseniz bu markayı kaçırmayın!) peçetelerle kapladım. Hmmm. Åžimdi farkettim de, bu fotoÄŸrafta baharatlıklar(Baharatlıklar dediÄŸime bakmayın, aslında çay-tuz ve ÅŸeker var içlerinde) hiç net deÄŸil, en iyisi ilk fırsatta birkaç farklı detayla beraber onları da yakından ekleyeyim Nur’un Gemisi’ne…

Buzdolabını aslında kırmızı istiyordum, Smeg buzdolaplarına bayılıyorum, ama öyle bir bütçe ayırmak istemediÄŸimden  buzdolabını camları kapladıkları filmlerle kaplamaya karar vermiÅŸtim. Ben uygulamaya geçemeden, civcivler buzdolabımızı yaptıkları resimlerle kaplamaya baÅŸladılar! Buzdolabının yanındaki tavanın üzerindeki resmi de Ece Aymer’den almıştım, keÅŸke fotoÄŸrafları gündüz çekseymiÅŸim, deÄŸil mi?

Mutfağın açıldığı yerde geçtiğimiz hafta sözünü ettiğim ikiz yatak duruyor, artık bir kanepe işlevi var onun!

Tchibo’dan diÄŸer ev için aldığım ayaklı tepsiyi bu eve çok yakışacağını düşündüğüm için buraya getirdim.

Telefon annemden…

Vintage çalar saat Mudo Concept.

Kuru çiçek Esse.

Önlük, Gamzem’in hediyesi, NeÅŸeli Önlükler’den. Gördüğüm an çarpıldım, ÅŸimdi de kullanmaya kıyamıyorum!!! Böylelikle sitemde Gamze’yi de anmış, onun gönlünü almış olduÄŸumu umuyorum!

Vintage mendil Kleenex 😛

Karadeniz sepetini beyaza boyayınca daha güzel oldu sanki, tabii içine Mersin’den gelen limonları koyunca daha da güzel…

Bu sefer epeyce çene çaldım, hayatta tanıdığım en pozitif (ve en güzel!) kiÅŸilerden biri olan Tuba öyle yapmamı talep etti, ben de elimden geldiÄŸince kırmayacağım onu! Katlanamayan varsa ya ÅŸimdi söylesin, ya da sonsuza dek…