Yere düşen yaprakların çıtırtısı, okulların baÅŸlayıp hayatların biraz daha düzene girmesi, evlerden yükselen elma ve tarçın kokusu…
Off en çok da o elmalı tartlar, kekler beni sonbaharı sevmeye mecbur bırakıyor!
Kıvırmak yok, sonbahar en sevdiğim mevsim değil, yaza veda demek çünkü. Ve ne kadar uzun tatil yaparsam yapayım ben yaza, denize, güneşe, bütü bunların verdiği o özgürlük hissine doyamıyorum. Ama her nasılsa sonbaharın dekorasyonu da en sevdiklerimden! Hiç üşenmeden her sene pazarlarda dekoratif tatlı minik kabaklar arıyorum, o yılki sonbahar dekorasyonuma kafa yoruyorum.
Kimi zaman rustik, kimi zaman da turuncunun daha önplanda olduÄŸu enerjik bir dekorasyondan yana oluyorum; ama hangisin seçersem seçeyim bu minik detayların evimizi “yuva” haline getirdiÄŸine ve benim yaza veda hüznümden sıyrılmama çok faydası olduÄŸuna gerçekten inanıyorum. 
Ä°ÅŸte tam da bu nedenle bu sene aÄŸzına kadar dolu bir bagajla Sinop’tan dönerken karşıma çıkan tekerleÄŸi gerekirse kucağımda taşırım diyerek satın almadan edemedim. Neyse ki süper kahraman olduÄŸundan artık emin olduÄŸum Ä°botane onu arabaya sığdırmayı baÅŸardı. Bagajda hali hazırda aÄŸaç dalları, yabancıların “driftwood” dedikleri denizden sürüklenerek gelen odun parçaları, balkabakları gibi “elzem” detaylar vardı. Ve evet bir miktar da Sinop’taki köylülerden aldığım sebze, un, “gerçek” tereyağı vs.
TekerleÄŸimizi de bizimle beraber heyecanla Ä°stanbul’a gelmekte olan bu grubun arasına ekledik, Ä°botane’nin 3 tane daha alıp 4leyelim de, bu tekerlekler bir iÅŸe yarasın demesine aldırmadım. Bence tek başına 4 taneye göre daha büyük bir iÅŸ baÅŸarıyor: Eve her giriÅŸimde bana bir sıcaklık ve gülümseme hissi geliyor. Daha ne olsun?!
Sonbahar dekorasyonumuzdan birkaç kare, sizin de sonbaharınızın güzel geçmesi dileÄŸiyle…
Balkabaklarını Kanlıca’daki çömlekçiden alıp, turuncuya boyadım. Ãœzerlerine de sprey vernikleyerek yaÄŸmura, çamura dayanıklı hale getirdim.
Çizmeler Merva’nın artık ona küçülen çizmeleri…
Bu sene daha canlı bir dekorasyon istediğim için 10 günde bir yenilediğim bu taze ayçiçekleri salonumuzda gerçekten iyi iş çıkarıyorlar:
Salondan diğer bir detayda is her zaman kullandığım kuru dalların ucuna yapma sonbahar yaprakları yapıştırdım:
Annemin eskimiÅŸ bakır tepsisini attırmaya kıyamadım. Orta kısmını kara tahta boyası ile boyadım, üzerine de OrtadoÄŸu’nun en iyi fotoÄŸrafçısı Bilge Can Gürer ÅŸahane el yazısıyla Ceviz zamanı yazdı… GeçtiÄŸimiz sene bu tepsiyi aynen bu ÅŸekliyle House Beautiful sonbahar stillife çekiminde kullanmıştık, artık evimde…
Fotoğrafı yamuk çekmişim sanırım
Gelelim benim bu sene ennn sevdiÄŸim köşeye…
Bu konsol IKEA’da masa olarak satılıyot, ön çekmecesini monte etmediÄŸinizde uygun fiyatlı, uyumlu, sade ve çok Ä°skandinav bir konsola dönüşüveriyor.
House Beautiful çekiminde bu köşeyi hazırladım ve bakıp aynısından kendi evimde de istiyorum dedim. İnsanın kendisinden kopya çekmesi diye birşey varsa eğer, bu da o sanırım!
Çizmeler benim binci çizmelerim… Tel balkabağını Amerika’dan sırt çantamda getirdim. Eski pencereyi marangoza yaptırdım. Sarkan turuncu bitki ne derseniz… Palmiye aÄŸacının süs meyveleri (!)
Bunlara Bir Göz Atın
Neva ve Merva'nın annesi, İbotane'nin eşi, Nur'un Gemisi'nin kaptanıyım. Burada dekorasyon, projelerim ve aklıma düşen diğer herşey üzerine yazıyorum... Partiler için organizasyon ve catering hizmeti veriyorum.
Kendinize bir çay alın ve evinizdeymiş gibi davranın! 
Bence sen bloÄŸa daha çok yazmalısın, mutlu olmam için sana uÄŸramam yetiyor çünkü … E sen de beni mutlu etmek istersin diye düşündüm
Güzel kadın çok haklısın tabii ki seni mutlu etmek isterim. Ve haklısın daha çok yazmalıyım, burası terkedilmiÅŸ diyar gibi oldu. Tozu üfleyip bir denemeli, belki instagram gibi bir fast food’dansa buraya yoÄŸunlaÅŸabilirim!