Sinop-e

Bayram tatilinde Sinop’taydık.

Aileye doymaya…

Çocukların kalabalık ve gürültülü aile ortamlarına girdiler sık sık ve dönüş yolunda ansızın  bir ağızdan aÄŸlamaya baÅŸladılar, Sinop’a dönmek, babaannemize gitmek istiyoruz diye!

Sinop her zamanki gibi hafızalarda hoş anılar ve nefis tatlar bıraktı.

Nadide annemizin ve halamızın bize mantı ile yaptığı karşılama faslından sonra balığa, hamur iÅŸlerine, nefis tereyağı kokulu sıcacık tava ekmeklerine  doyup öyle ayrıldık Sinop’tan.  Ayrıca üzümlü v cevizli olan tatlı  ve karamelize olmuÅŸ nokullarla, kıymalı nokulları(Sinop’a özgü börek) da unutmadık!

Kelimeler yerine fotoğraflarla anlatsam daha iyi olacak sanırım:

Köye giderken orada burada hep bahsini duyduÄŸum, Karadeniz’e özgü kilere ilk kez denk geldim. Serender adı verilen bu kilerler yerden yüksek yapılıyor ve fare vb hayvanlar tırmanamasın diye de ayaklarına deÄŸirmen taşı eklenerek korumaya alınıyor. Kışlık kuru erzaklar buralarda saklanıyor. Çok akıllıca deÄŸil mi?

Köydeki tanıdıklara yaptığımız ziyarette bize hemen tava ekmeÄŸi yaptılar, tereyaÄŸlı omlet , yoÄŸurt ve pırasayla beraber bir çırpıda mideye indirdik masada ne var, ne yok. Ayrıca oralarda çok olan, benimse Ä°stanbul’da hiç denk gelmediÄŸim nefis kokulu siyah üzümlerden de yemeyi unutmadık. Dışarısı epeyce soÄŸuk olduÄŸundan, içeride sıcakta doÄŸal olarak soÄŸutulmuÅŸ ve asmadan yeni koparılmış üzümleri  çekirdekleriyle beraber keyifle mideye indirdik.

Sinop’un en baÅŸarılı pastanesinin Åžen olduÄŸu konusunda herkes hemfikir.  Biz de senelerdir nokullarımızı oradan alırız, ama bu sefer nokul haricindeki diÄŸer meÅŸhur tatlılarını denemeye kararlıydık.

Biz de senelerdir Sinop’a gittiÄŸimiz halde ilk kez bu sefer Åžen pastanesinin bol köy yumurtasıyla hazırlanan çok yüksek ve lezzetli revanisinin ve kendine özel tadı olan Prenses’in tadına baktık. Prenses iki kat çıtır bisküvi arasında krema olan ve dış kaplaması da çikolata üzeri bol yer fıstığı olan bir tatlı, yer fıstığı ve çikolatanın iliÅŸkisinden nefis sonuçlar doÄŸduÄŸunu söylememe gerek var mı bilmem?  Kızlar her zaman şık ve bakımlı olan ve onlarla canla baÅŸla ilgilenen tatlı halalarına prenses hala dedikleri  için biz bu tatlıyı onun tatlısı olarak ilan ettik. Gerçekten de halamız her kız çocuÄŸunun arayıp bulamadığı halalardan, her zaman şık giyiniyor, topuklu ayakkabıdan vazgeçemiyor, evi de masal diyarı gibi!

Åžen Pastanesi tersaneye çok yakın olduÄŸu için eÄŸer Sinop’a yolunuz düşerse, pastane dönüşünde tersane civarındaki manzarayı içinize çekmenizde fayda var:

 Sinop’la ilgili tek sevmediÄŸim ÅŸey de ıslama!

İlk yediğimde çok ıslakmış diye yorum yaptığım ve hala herkesin bu konuda bana takıldığı ıslama şöyle hazırlanıyor:

Hamursuz tabir edilen ama safi hamurdan oluÅŸan yufka benzeri hamurlar elde açılır(Åžimdilerde zamanı az olanlar veya üşenenler yufkayla da yapıyormuÅŸ)Bu hamurlar tepsiye dizilip üzerine bol et suyu ve et eklenir. Asıl köy tavuÄŸuyla yapılıyor, ama artık Sinop’ta bile köy tavuÄŸu bulmak eskisi kadar kolay iÅŸ deÄŸil!

Ä°ÅŸte böyle…

Dönüş öncesi her zamanki gibi Perşembeleri kurulan Sinop pazarına uğrayıp bir bagaj dolusu yiyecekle ayrıldık oradan.

Listede şunlar vardı:

Erişte, kuru fasülye, karnabahar, pırasa, ıspanak, kereviz, ıhlamur, taze kuşburnu, yazdan son kalan taze fasülye ve patlıcan, kuskus(Bulgurlu ve sütlü top top hamurlar, ben çorbalara koyuyorum) mis kokulu sapsarı tereyağları, köy peyniri, lor peyniri.

Hatta ve hatta bu sefer bir de köy tavuğu buldum ve eve gelir gelmez haşladım. Çıkan tavuk suyunu görmeliydiniz, diğer tavuklarınkine hiç benzemiyordu!!!

Bagajımızda ayrıca Nadide annemin el emeÄŸi reçeller ve kavanoz kavanoz domates konserveleri…

Biber salçası da alacaktım, ama alamadım, onu da Nadide Annem’den rica ettim. Gönderecek saÄŸolsun : )

Ä°ÅŸte böyle…

Kaçıncı sinop yazım oldu bilmiyorum, ama her gidişimde anlatacak birşeyler çıkıyor!